Omega 3 eksikliği, besinlerden gerekli olan yeterli miktarda alınamayan Omega 3 eksikliği sonucunda özellikle genel olarak çocuklarda beyin ve göz içindeki gelişimi, konsantrasyon eksikliği, davranış şekillerinde bozuklulukları, öğrenme açısından öğrenim güçlüğüne benzer ve bunlar gibi birçok aksaklıkların meydana gelmesine etki gösterir. Yapılan ve araştırılan çoğu bilimsel ve güncel araştırmalara göre yetişkin olan kişilerde kalp problemi gibi sorunları azalttığı, aşırı unutkanlık, diyabet hastaları, bağışıklık gücüne bağlı olan koruma sistemi üzerinde oldukça etkili olduğu bilinmektedir. Omega 3 eksiği oldukça rahatsız edici bir durum olması vücut için temel yağ asitlerinin eksiğini beraberinde getirmektedir ve haftada en az 3 kez balık yiyerek bu ihtiyacı gidermek oldukça mümkün olabilmektedir. Aslında burada farklı iki problem oluştuğu bilinmektedir. Omega 3'ün çok fazla bulunduğu balıklar çok soğuk ve derin olan deniz ürünleri balıkları olarak bilinmektedir. Tuna balığı, sardalya balığı, somon balığı, ringa balığı ve uskumru gibi balıklar oldukça omega 3 yağı fazla olan balıklar olarak geçmektedir. Bir diğer önemli problem ise tüm dünya düzeyinde göreceli olarak geçerli olan deniz kirliliğinin olması durumudur. Deniz içerisinde soğuk su balıklarının denizden almış oldukları ağır yüklü metaller, tüketildiğinde insan vücuduna geçtiği bilinmektedir. Genellikle hamilelik dönemlerinde anne karnında ve küçük çocukluk yaşlarında vücuda geçen besinlerle alınmış olan ağır metallerin yol açmakta olduğu zararlar hiçbir zaman geriye dönülemez sonuçlara yol açtığı bilinmektedir. Bu gruplar dışında kalmış olan balık çeşitlerini tüketmek oldukça daha sağlıklı ve mümkündür. Tabi buna bağlı olarak günlük tüketilen balıklardaki Omega 3 dereceleri çok yüksek olmayan balıklar olarak geçmektedir.